16 Kasım 2011 Çarşamba

Bayramda Geyikbayırı

Önceki yılların aksine bu bayramı dağda değil geçen yılki gibi geyikbayırında geçirdim. Geyik bayırı önceki yazımda da belirttiğim gibi Türkiyenin en büyük, dünyanında en büyüklerinden biri olan bir tırmanış bahçesi, adını geyikbayırı köyünden almakta. Köye varmadan 5-6 km önce sağ ve solda bulunan kaya duvarlarına açılmış yüzlerce rotadan oluşmakta. Ve diğer bölgelerin aksine bu bölge tırmanış odaklı kamp alanlarının bol olduğu bir yer, Sıcak Duş, WC, Mutfak, Yemek Servisi vs gibi hizmetler oldukça başarılı. Bu sayede kafanızı sadece tırmanışa verebiliyor, yabancı, yerli diğer tırmanışçılarla tanışabiliyorsunuz.

Biz de öyle yaptık, kulüpten arkadaşlarım ve müstakbel hanımım ile geyik bayırı rotalarını aşındırdık.

İş sebebiyle cumartesi başlayan yolculuğumuz, Pamukkale Turizm'in muhteşem otobüsü ile oldukça rahat geçti. Antalyaya bayramın ilk günü vardık, yiyecek birşeyler ve market bulma ümidiyle merkeze gitmemiz tam bir fiyaskoydu, zira bayramın ilk günü heryerin kapalı olduğunu tamamen unutmuşuz. Halbuki otogardan geyikbayırı köyüne direk otobüs varmış. Bu bize merkezde aç aç gezmek ve daha sonrasında simit ve gözleme eşliğinde kahvaltı olarak geri döndü. Ha birde köye ulaşmak için 3 minibüs değiştirmek. Sonuç olarak geyikbayırı köyünün bir altındaki akdamlar köyüne kadar minibüsle geldikten sonra buradan minibüste tanıştığımız barış ile yürüyüşe ve otostopa başladık, kısa bir süre içinde kasasında keçi taşıyan bir abimiz bizi neredeyse kamping girişine kadar götürdü. (Çantaları keçilerin yanına koyalım biz araca binelim önerimize abinin cevabı çantayı kemirirler siz geçin çantalar kalsın şeklinde oldu :) )

Kampta programımız sabah 7-7.30 gibi uyanmak, 9.9.30'a kadar topluca bir kahvaltı ve ardından hava kararana kadar tırmanmak şeklindeydi. Kaldığımız kamping (josito) bölgenin en popüler kampingi olduğundan biraz kalabalık olsa da bu kalabalık akşamları ortamı güzelleştiriyordu, elimizde biramız ve arkadaşlarla sohbet gözler kapanana kadar devam ediyordu.

Uzun süredir kaya tırmanışı yapmamış olmamdan ve partnerimin tecrübe kazanması bakımından genelde nispeten kolay rotaları tercih etsek de (genişler ümidiyle alınmış fazlaca küçük tırmanış ayakkabısına rağmen) oldukçe tatmin olduk.

Dönüş ise nispeten kolay oldu, önce kavşaktan çekilen bir otostop ve ilk arabanın bizi alması, ardından akdamlarda gözleme-çay keyfi ve otogar. Kısa bir otobüs bekleyişinin ardından doğruca istanbul-üsküdar ve ev.

Kısa ve "damak çatlatan" cinsten bir tatilden sonra tekrar evde ve okul stresinde olmak. Ve bu yazının ardından sınav çalışmak zorunda olmak.

Bu arada Josito'da güncel fiyatlar şu şekildeydi:

Kamp (Çadır götürüyorsunuz) - 5 TL/Gün
Piknik Tüpü Kiralama - 1.5 TL/Gün
Efes Tombul Şişe - 4.5 TL
Ekmek - 50 Kr (İstanbulda 1TL !yuh! )
Akşam Yemekleri (yemeğe göre değişse de) - 10-12.5 TL

(İstanbuldan Ucuz)

Yeni aldığım android telefonumla bir kaç fotoğraf çekmiştik şöyle yayınlayalım:

Bir arkadaş için poz verirken

İpe Oturmuş Ben

Ağaçların arasındaki gizli tırmanıcı

Dönüş Yolunda Geyiksivrisi

2 Yorum:

kamøløsø dedi ki...

Kaya tırmanışı!! Bayramı geçirmek için ne güzel bir uğraş. Bir de oldukça yakın yerlerdeymişiz. :)) Ben de Ölüdeniz, Kabak, Olimpos taraflarındaydım.
bu cumartesi uludağa tırmanmaya ne dersin? :)

Caguta dedi ki...

bu cumartesi değil de bir cumartesi olabilir malesef sınav haftamdayım, hoş geldin bu arada, yazılarını sabırsızlıkla bekliyorum :)

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...