27 Mart 2010 Cumartesi

Budur:

29. İstanbul Film Festivali

3 Nisanda başlayacak olan film festivaline son 3 yıldır olduğu gibi bu yılda katılmamak niyetindeyim.


Neden? Çünkü yine 20 Mart Cumartesi günü sabahtan bilet kuyruğuna girmeyi unuttum. Evet festivalin bence en keyifli kısmı, sabahtan gidip o bilet sırasında 2-3-4 saat beklemek beklerken bekleyenlerle konuşmak, tanıdıkları görmek ve en sonunda sıra bana gelince bir tomar bilet ile evime mutlu multu yollanmaktı. Hatta o tomar tomar bileti yanımda taşıyıp ertesi pazartesi okulda arkadaşlarımla ortak filmlerimiz varmı diye kontrol etmekti.

İstanbuldaki ilk 3 senemde hiç kaçırmadığım bu sırayı bir kez kaçırınca anladım bunun önemini. Zira sonra hiç gidipte bilet felan almadım. Tüm hevesim kaçtı. İşte bu yüzden bu senede film festivaline katılmayacağım. Oturup kitapçıktan filmlerimi seçtikten sonra internetten indirip evde izleyeceğim.

17 Mart 2010 Çarşamba

Back to the Future: Bendeniz&Volkan

Zamanında şu şarkının hastasıydım, hatırlayınca paylaşayım dedim. Bendeniz halen mevcut fekat Ananiyolaiyeye Volkan nerede bilmem:

10 Mart 2010 Çarşamba

Faaliyet Raporu: Eznevit Kuzey-Batı Sırtı Rotası

Aslında 2009 kasım ayında yapmıştık bu faaliyeti ve rapor ytudak.org adresinde yayınlanmıştı fakat burayada koymaktan zarar gelmez.

Faaliyet:
Eznevit Zirve Tırmanışı
Rota:
Eznevit Kuzey-Batı Sırtı (Aladağlar – Ö. Tüzel S.173 – Homer Yayınları)
Teknik Malzeme:
Yürüyüş Kazması
Tarih:
27 – 29 Kasım 2009

Burak, Fatih ve Burak olarak Aladağlara gitme kararı aldıktan sonra, Kurban Bayramı dolayısı ile otobüste yer bulamayacağımızı düşünerekten biletlerimizi erkenden aldık, Niğde İnan firmasından aldığımız biletlerimiz, alırken ısrarla ek sefer olmasın diye belirtmemize rağmen ek sefere kaydırılınca, saat 21:00 olan hareket saatimiz 23:00'e kadar sarktı. (Burada şunu öğrendim; biletin bilgisayar çıktısı olmasına dikkat edin, eski tip el yazısı bilet olunca demek ki istedikleri gibi oynayabiliyorlarmış) Ekibe daha sonradan katılma kararı veren Hakan ve Özlem ise bizden 3 saat önce otobüslerine binmiş ve yola çıkmıştı. 2004 model - 304 otobüsümüz ile Niğde’ye ulaştıktan sonra kahvaltı olayını halledip Hakan ve Özlem ile buluşmak üzere eski otogarın yanındaki Çamardı dolmuşlarının durağına gittik.
Bayram dolayısı ile yoğunluk olmasından dolayı sıkışarak da olsa saat 11:00 minibüsüne bindik. Bu arada traktörcü Salim Abiye ulaşarak bindiğimizi bildirdik. Ancak sonradan öğrendiğimize göre minibüs, Salim Abinin evinin önüne, köye kadar giriyormuş, tekrar arayıp evin önüne geleceğimizi bildirdik. Bir saat onbeş dakikalık bir yolculuktan sonra 12:15 gibi Salim Abinin evine vardık. Hava yaklaşık +10 dereceydi. Burada son hazırlıklarımızı, malzeme paylaşımımızı bitirdik. Salim Abinin Kurban Bayramı vesilesiyle bize verdiği kavurma şöleninden sonra da yola çıkmaya hazırdık artık. Saat: 14:00'de Alıcan Yaylasına gitmek üzere traktöre bindik. Bu arada, Çamardı minibüsünde tanıştığımız Yeditepe Üniversitesinden Kamuran'da bizimle traktördeydi. Kendisi güney bölgesinde tek başına bir tırmanış düzenlemek üzere gelmişti. Traktördeyken, Niğde Jandarmaya tırmanış bölgemizi ve tarihlerini bildirdim. 15:00'de Alıcan Yaylasına yaklaşık 500 metre kala traktörün yer yer batak kardan ilerleyememesinden dolayı, traktörden indik. Salim Abi ve Kamuran ile vedalaştıktan sonra Eznevit yaylasına doğru yürüyüşümüze başladık. Oldukça rahat bir yürüyüşün ardından saat 17:00 gibi yaylaya vardık. Yürüyüş patikası genellikle 10-15 cm kar ile kaplı ancak yürüyüş açısından sorun teşkil etmemekteydi.

Hava kararmadan rotayı inceleyip çadır kurma işlemine geçtik. Havanın tamamen bulutsuz ve açık olmasından ve güneşin batmış olmasından dolayı oldukça soğuktu. Ancak su sorunu yoktu, yalak donmuş olmasına rağmen su akıyordu. Saat 18:00 gibi çadırlarımızı kurmuş, yerleşmiş ve ocaklarımız yakmıştık. Yaylada bizden başka 4 kişilik bir ekip olarak gelen Zirve Dağcılıktan arkadaşlarımız vardı. Akşam yemeklerini yiyip bolca sıcak sıvı aldıktan sonra sabah 04:00'de kalkmak üzere tulumlarımıza girdik. Planımız 06:30'da yola çıkmaktı. Sabah planladığımız gibi kalkarak, kahvaltı yapıp saat tam 06:40’da yürüyüşe başladık. Rotayı daha önceden bilmenin verdiği rahatlık, havanın tırmanışa oldukça uygun olması ve daha önce iz açılmış olması tırmanışımızı oldukça keyifli kıldı. Bir iki noktada slab kayaların zorluk çıkarması dışında neredeyse hiç zorlanmadan ve bolca mola vererek, tırmanışın keyfini çıkararak 11:30'da zirveye ulaştık. Havanın güzel olması zirvede geçirilen vakti iyice uzattı tabi. Diğer zirveleride inceledikten, yemek yedikten ve zirve notlarınıda (Defter yoktu sadece poşet içinde bir iki kağıtta notlar vardı) okuduktan sonra nihayet inişe geçtik. Saat: 13:20 Çıkarken bizi oldukça yoran son dik etabı kayarak indikten sonra, dönüş yolunda geçen tırmanıştan kalan sağ dizimdeki rahatsızlığım tekrar nüksettiğinden arkadaşlarıma geriden geleceğimi bildirdim. Onlar önden giderken sanırım 2 saatlik rahat bir yürüyüşün ardından kampa varmışlar. Bende 4 saatlik ızdıraplı bir yürüyüşün ardından kampa vardım. Döndüğümde çadır arkadaşlarımın hazırladığı sıcak yemek ve çorba dizimin acısını unutturdu tabi.
Ertesi gün dizimin bizi yavaşlatacağını hesaba katarak 06:00da kalktık, toplanma, atıştırma derken 08:30da dönüş yürüyüşüne başladık. Salim abi ile 10:30 diye konuşmuştuk. Dönüşte neyse ki; dizim fazla sorun çıkarmadı. 09:45 gibi Alıcan Yaylasının yaklaşık 500 metre aşağısında beklemeye başladık. Saat 10:00 gibi Salim abi göründü. Evinde yine muazzam bir misafirperverlikle ağırladı. Bu arada Jandarmaya döndüğümüzü bildirdim. Yemek ve temizlenme işlemlerimizi hallettikten sonra 15:30 Çamardı - Niğde arabası ile Niğdeye döndük. Yine bayram olması dolayısı ile oldukça kalabalık olan minibüs bir buçuk saatte Niğde’ye vardı. 18:30ki otobüsümüze binmek üzere otogarda bekledik, Niğde gazozlarımızıda birer ikişer içtikten sonra yine Niğde İnan turizm ile İstanbula döndük.

Not:Rotada, resimlerde görüldüğü üzere, yer yer kar üzerinden, yer yer ise çarşak ve slab kayalar üzerinden ilerledik. Dikkat edilmesi gereken nokta; rota başlangıcında sağ taraftaki kayalıklara girmemek. Burası, haritada da görüldüğü gibi, aslında daha dik ve bazı kısımları derin karla kaplı. Aslında sağ taraftan da sırta ulaşmak mümkün, fakat kesinlikle daha fazla yoracaktır. Bu bakımdan, başlangıçtaki (kamp yerinde yüzümüzü dağa döndüğümüzde, ileride sol tarafta görebileceğimiz) ufak vadiyi sola doğru keserek, çarşak bölgeden yukarı, sırta doğru ilerlemek en doğrusu olacaktır. Aşağıda, haritada bulunan numaraların olduğu noktalardan çekilen resimler bulunmaktadır.


Niğde Jandarma: 0 388 711 24 66
Sağlim Abi (Traktör ile ara ulaşım için): 0 536 365 65 41

Çekirdek Ve İrade

Çekirdek seven bir insanın iradesini ölçmek için yeni bir deney senaryosu oluştu kafamda, şöyleki:

Malzemeler:
  1. Çekirdek seven bir bireyler
  2. Bir paket çekirdek

Deneyin Yapılışı:
Ç. S. Bireylerden çekirdekleri çitleyip mümkün olduğunca çok çitlenmiş çekirdeği, çiğnemeden ağzılarında tutmalarını istiyoruz.

Sonuç:
Çekirdekleri ağızda biriktirme süresi ile iradenin doğru orantılı olduğu.

Bunun buradan bilim literatürüne geçmesini talep ediyorum.

Edit: Beğenmedim güzelim fikri kötü anlatmışım, daha iyi anlatabilecek biri yazsın lütfen.

8 Mart 2010 Pazartesi

Yağmurun Sesine Bak

15 dakikalık HQ yağmur sesi, iyi bir ses sitemine bağlayıp aralıksız dinleyince sizi içine alıyor, sanki gerçekten yağmur yağıyor. Sayfayı açın ve işinize devam edin bırakın arkadan çalsın. Yaz sıcağında bu siteyi açıp yağmurun ferahlığını hissetmek için can atıyorum.

http://www.rainymood.com/

5posta'dan gördüm ben bunu.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...