17 Şubat 2010 Çarşamba

Şeker Toplamaca Yarışması


Yılını tam hatırlamıyorum ancak Antalyada bulunduğum yıllara denk geldiğine göre 1996dan önceydi. Şeker bayramında, o dönem en yakın arkadaşım Levent ile hayatımızda ilk defa şeker toplama karar verdik. Bizim sokağı bitirip yan sokaklara geçtik, binaları taraya taraya gidiyorduk, üç sokak ilerimizde bulunan sokağın köşesindeki boş arsaya geçen yıl yapılan devasa yeşil apartman on katlı ve kat başına 4 daire olduğu düşünülürse bize şeker/performans hesaplarımıza göre oldukça verimli geçecek izlenimi vermişti. Oraya yöneldik. Tek tek dolaşmaya başladık, çekingen çocukluğumun getirdiği davranış ile utana sıkıla şeker istiyor, uzatılan şekerleri teşekkür ederek yine utana sıkıla alıyordum, ancak bu tavır Levent ile olan "kim en çok şeker toplayacak" yarışmamızda geride kalmama neden oluyordu.

Bir kapıdan uzatılan şekerlikten şekerimi aldıktan sonra, arkadaşım avucunu attı ve bir avuç şeker alıp torbasına koydu. Teyze gülümseyip kapıyı kapattı, tabi arkadaşım dönemin mimik, tavır ve sözleriyle bana nispet yapmaktan geri kalmadı.

Bir sonraki kapıda cesaretimi toplayıp aynı hamleyi yapmaya karar verdim. Ve yaptım. O tırtıklı cam şeker kabındaki kahverengi jelatinli, sütlü/kahveli ucuz şekerlere elimi daldırıp bir avuç şekeri kavradım, ancak ne olduysa, teyze bir anda elime vurdu ve elimdeki o bir avuç şeker kaba geri düşürdü, "utanmıyor musun böyle yapmaya, bir tane alsana evladım" dedi. Normalde öyle bir tavırdan sonra hiç almamış olmayı istememe rağmen korkup bir tane aldım ve uzaklaştım. Bütün şeker toplama hevesim kaçmıştı. Şekerlerimi ceplerime doldurup eve döndüm.

İşte o yıl şeker topladığım ilk ve son yıl oldu.

Bu hikayemin özgüvenime etkisini halen düşünmekteyim.

0 Yorum:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...