21 Temmuz 2009 Salı

RockNCoke Serüveni ve Selülitler

Giriş

Haftasonu iş dolayısı ile rockncoke zımbırtısına katıldım, iş teklifi gelince pek keyiflendim hemen kabul ettim zira bu işlerde güzel para oluyor, neyse madem katılacağız bari bir bakalım kim geliyormuş diye düşünürken günlerdir önünden geçip dikkat dahi etmediğim okuldaki reklam panosundan prodigynin cumartesi günü headliner olarak çıkacağını öğrendim,mutluluğuma mutluluk kattım, yıllardır dinlemememe rağmen elektronik muzika ortamlarında yeni sayılabilecek bir adam olarak bu güzel bir fırsat idi.

0. ve 1. Gün

Neyse perşembe akşamı istanbul parka doğru ekip arkadaşlarımla "ilginç" bir araçla yola koyulduk, Bol esprili, bol erkek muhabbetli bir yolculuktan sonra festival alanına giriş yaptık, işimizin kurulum kısmını hallettikten sonra serin bir havada stand altında tatlı uykunun kollarına balıklama misali atladım, sabah erkenden çoook işimiz var diyerekten uyandık, aslında yoktu. Neyse işin son rötuşlarını da yaptıktan sonra işverene işimizi beğendirdikten sonra nihayet serbesttik. Sağda solda takılmaca falan filan derken dedilerki alanı boşaltın. İyi bir mazeret diyerek kahvaltı yapmak üzere yakılardaki bir köye gidip kahvaltı mevzuunu ve tuvalete olan borcumuzu ödedikten sonra tekrar festival alanına dönerken içerde kalan 4 kişilik ekibimize de kahvaltı almayı ihmal etmemiştik. Neyse döndükten sonra akreditizasyon işlemleri felan derken içeri yemek alınmayacağını öğreniyoruz, işin sinirlenme tartışma kısmını bir kenara bırakarak sakinleşiyor işlemleri yapmak üzere kuyruğa giriyoruz, içeri almakla görevli küçük CO arkadaş sırayı takip etmeyince bizde katakulli aşamasına geçip içeri dalıyoruz, işlemleri yapıp içeri girince rockncoke yönetimi büyük süprizini yapıyor, içeride akşam 6ya kadar yiyecek ve içecek satışı olmayacaktır. Ve ekip aç kalıyor. Kendi içimizde bir planla bu sorunu halledip sinirlerimizi cebimize koyup sakin sakin bekliyoruz. Ancak bir yere kadar, hava sıcak, su yok (aslında var fekat su satışı yok) artık o cebime aldığım sinirlerimi çıkarıp satış noktasına doğru yönelip oradaki bir arkadaşa iletiyorum sağolsun o da beni kırmayıp kabul ediyor ve suyumuza sıcakta olsa kavuşuyoruz. Gün böyle geçerken (bu arada deodorant, vitamin haplarım ve çakımı rahatlıkla saklayabildiğimide söyleyeyim) gece oluveriyor günün yorgunluğu ile mışıl mışıl sabahlıyoruz.

2.Gün

Evet büyük gün çalışma bugün başlıyor ellerimde şuan oluşan su toplamalarının nasırların temelleri bugün atılacak. Bu arada ilk müşteri alımları ile genel kitlenin sosyolojik analizini yapmaya başlamıştım. Saat 11 gibi ilk müşterilerimizi kabul etmeye başlıyoruz, müşteri demek yanlış aslında verdiğimiz hizmet bedava hal böyle olunca talep maksimum. Çocuğundan amcasına hepsi geliyor, sağlığın zirvesine çıkmaya çalışıyorlar. Onlar çıktıkça benim sağlığım tükeniyor, arada arkadaşlarımı görüyorum nasıl olsa akşam tekrar karşılaşırım ümidi ile akşam görüşürüz deyip geçiyorum, gün böyle geçiyor. Akşam olduğunda iki kişi olarak elimizden yaklaşık 250 kişnin geçtiğini görüyoruz. Evet saat 21.00 gibi artık özgürüz, sahnede NIN var, bitsin artık diyorum. Ve sahnede Prodigy. Sahne güzel ses sistemi muazzan ışılar idare eder performans iyi fekat bende hal kalmamış, kendimi tek başıma gaza getirebilecek ne gücüm var ne de beni gaza getirmeye yardım edecek arkadaş veya bira alacak param! (uzun cümlenin kralı :S ) Gündüz gördüğüm kimseyi göremiyorum, ortam cıvıl cıvıl takılanlar felan. Konseri sonuna kadar kaldıramıyorum iş bitiminde aldığım duşun mayıştırcı etkisi kendini iyice göstermeye başladı artık standa doğru gidiyorum kamp sandalyelerinden birine tüneyip görrebildiğim kadarı ile oradan devam ediyorum konsere, o mesafeden görebildiğim kadarı ile Bis olmuyor, seyirci sanki sıkılmış, kkonser biter bitmez dağılıyorlar. Şaşırıp üzülüyorum :) Neyse az daha dolanayım diyerekten Coca Cola nın top şeklindeki alternatif sahnesine gözüm ilişiyor, ana sahneden daha güzel bir ortam ancak ilgi felaket, bir kaç kıro kendi halinde takılıyor, gelen hatun (yeni hatun) kişilerri sarkışları ile kaçırıyorlar. Bende biraz müzğün dadına varıp, sevgilimin kollarına bırakıyorum kendimi (uyku)

3. Gün

Artık alıştı ellerim dünden hatıra su toplamalarımdan birini patlatıyorum ikinci gün. Dünden daha fazla ilgi var bugün, artık bizim dışımızda çalışanlarlada tanışıyoruz özellikle yan komşumuz lunapark ile tanışmamız çok eğlenceli oluyor. Halk arasında kamikaze, makas, vortex adları ile bilinen zımbırtıya bol bol biniyoruz, artık zevk vermiyor :) Sıfır adrenalin. Üçüncü gün hızla geçiyor, akşam gitme planları yapıyorum, ertesi günkü makina dinamiği vizesi bana vortexten daha çok adrenalin salgılatıyor. Neyseki ertelendi. Bir saat sonra gireceğim bu vizeye. Akşam oluyor, artık işimizi bitirip sökme işlemine geçiyoruz, sonra eve doğru gitmek üzere bir arkadaşıma yamanıyorum, "jet" hızı ile eve gelip davetiye ayarlayamadığım için bana kızan sevgilimin gönlünü enerjim yettiğince almaya çalışarak kendi yatağımda yatmanın keyfi ile gözlerimi kapatıyorum.

Festivalden Kalanlar (Özetle)

- İçeri yemek ve su sokulmasına izin vermeyip canımıza kasteden RockNCoke yönetimi.
- Sıcak altından akreditizasyon işlemi için bekleyip sürekli yeni insanlar gelmesi, ancak bizim hep sıranın en arkasında kalmamız ve isyan edip aradan içeri dalmamız.
- Festivale gelen kitlenin yaş ortalamasının ya çok küçük olması ya da benim artık yaşlanmam.
- Türk kızlarının büyük çoğunluğunun selülitli kalçalara, yarısının tahta göğüslere sahip olduğunu farketmem. Ancak onların selülite rağmen bacak ve kalçalarını sergileme sevdası.
- İş molasında Türk hesabı yaparak şu kadar kişi gelse şu kadar para verse şu kadar gider olsa şu kadar kar var deyip astronomik rakamlara ulaşıp ağzımın açık kalması ve aldığım parayı beğenmemem.
- Sabah akşam McDonalds menüye vurup bokunu çıkarmam.
- Festival ortamında ilk defa bu kadar rahat sıçmam. (Kapı kilitlenebiliyor, Bol tuvalet kağıdı var daha ne isteyeyim)
- Toirent tuvaletlerinden ve ayak pompalamalı lavabolarından tiksinmem.
- Bira satan bardan bira istemem gözlüklü kızıl kızın bana acayip acayip beleşci gibi bakması, utanmam.
- Lunapark görevlileri ile kanka olup sınırsız vortexe (makas, kamikaze olarak da bilinir) binmem.
- Vortexte arkadaşımla yanyana değilde farklı kollara binmemiz sonra abiye söyleyince ben sizi buluştururum deyip havada ters bir şekilde bizi yanyana bekletmesi, bizi gerçekten buluşturup, üstüne torpil olarak ekstradan 3 dk daha çalıştırması.
- Bir önceki işten kalan amele yanığımın üstüne level atlamam ve siyah beyaz bir renge bürünmem.
- Prodigy konseri sırasında birinin sahneye kıyafet atması elemanın alıp ayaklarını silmesi.
- Bir festivali daha geride bırakmam.

0 Yorum:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...