
Dehşet verici bir öykü, adamlar birilerini yazın, kutuplarda bir araştırma istasyonuna istasyonuna bırakıyorlar ve 7-8 ay sonra tekrar almak üzere oradan ayrılıyorlar.
Geri geldiklerinde binanın terkedilmiş olduğunu görüyorlar, biraz daha dikkatli bakınca duvardaki kan izlerinden ve kemik parçalarından bıraktıkları kişilerin kutup ayıları tarafından öldürülüp yenildiğini anlıyorlar.
Ve TV açıkça duvardaki kanla oluşmuş el izini gösteriyor, yetmiyor canlandırma yapılıyor, 8 yaşındayım.

O gün bu gündür, hiçbir kutup ayılı kokakola reklamını sevmedim, hiç bir kutup ayısına sempatik yaklaşamadım. Ve hala fena halde korkuyorum. Çocukluk travması buymuş demek. :)
Halbuki ayı içgüdülerini takip ediyor, rızkına koşuyor.

"Zirvelerin Özgürlüğü" (Freedom Of The Hills) kitabından bir alıntı:
"Eğer yolda yada çadırınızın yakınında ayı görürseniz veya duyarsanız, bol bol gürültü yapın. Kara ayılar eğer insanlar çok yakınına gelirse genellikle ağaçlara tırmanırlar. - ama bazen yavrularını korumak maksadıyla saldıradabilirler. Kahverengi ayılar saldırmaya daha yatkındır. Kutup ayıları ise gördükleri herşeyin yiyecek olduğunu düşünürler."E şimdi böyle içgüdülere sahip bir hayvanın insan yemesi veya şunu yapması gayet normal.

0 Yorum:
Yorum Gönder